Aztek Şiiri
Ölüm Dansı
O şaman, baykuş adam, Taktı bir zamanlar kazandığı parlak, sarı tüyleri Sonra kararlaştırdı, insanları bir araya toplayıp dans ettirmeyi. Sonunda, çığırtkan gitti tepeye ve duyurdu bunu. Ve çağırdı tüm insanları. Duydu ülkedeki herkes onu ve yola çıktı hemen Tekskalapa'ya, kayalık ülkedeki kente varmak için. Tümü geldi, hem soylular, hem de halk, genç kadınlar ve genç erkekler, o kadar çoklardı ki anlatılmaz, çok kalabalıktılar. Ve sonra başladı o şarkısına. Davulunu çaldı, tekrar tekrar. Onlar da katıldılar dansa. Sıçradılar havada, ellerini birleştirerek kenetlendiler, Döndüler ve çok mutluydular. Şarkı sarsılıyor ve kırılıyordu havada, geri dönüyordu uzak tepelerden, bir yankı halinde ve bırakmıyordu kendini. O söyledi, düşündü ve yanıtladılar onu. Planlarken bunu kendisi, duydular dudaklarından. Başladı söylemeye gün doğmadan ve sürdürdü gece yarısına kadar. Ve dans ederken hep birlikte en tiz seslerle birçoğu attı kendini kayalıklardan vediye. Öldüler tümü ve taşlaştılar. Ötekiler, üstündekiler köprünün düştüler aşağı, taş olsa bile köprü şaman kırmıştı onu. Düştüler hızla ve taş oldular. Toltekler Anlamadılar asla orada ne olduğunu, sarhoş olmuşlardı onunla, kör oldular, ve sonra toplanıp dans ettiler binlerce kez orada. Her seferinde, daha çok ölü, daha çoğu düştü yükseklerden molozlara, ve yok ettiler kendilerini Toltekler.
(Çev.: Nice Damar)
|